3 Ekim 2009 Cumartesi

HUR HABER



Murat ERDİN

Bayram ve Ergenekon
21 Eylül 2009 Pazartesi 09:09

Türkiye'nin bitmek tükenmek bilmeyen gündeminden bayramda sıyrılmak
isteyenlere bir önerim olacak: İstanbul Bienali'ni geziniz.
Size yeni ufuklar açacağını, düşünce skalanızı genişleteceğinden emin olun.
Zaten kültür ve sanat olaylarının insan üzerindeki en önemli etkisi bu
değil midir ?
İnsanı çok daha farklı, derinlemesine ve estetik düşünmeye yöneltir.
Ben tüm İstanbul Bienallerini gezerim. Sadece bienalleri değil,
İstanbul'da başlayan tüm sanat etkinliklerine elimden geldiğince
katılmaya çabalarım. Adıma gelen davetiyelere icabet ederim. Kitap
fuarları, resim sergileri, teknoloji fuarları da buna dahildir.
Bayramda İstanbul'un tadını çıkaracak olanlara tavsiye ettim etmesine
İstanbul Bienali'ni ama...
Bienal Türkiye'nin gündeminden tamamen kopuk değil.
Sanat dediğimiz kavram toplumdan beslendiğine göre bu da doğal.
Antrepo 3 no'yu gezerken karşıma bir sergi çıktı. Adı: "Terörün Yönetimi."
1998'de Paris'te kurulan bir "Bureau d'etudes" adlı medya kolektifi
tarafından hazırlanan bir çalışma. Leonare Bonaccini ve Xavier Fourt
tarafından kurulmuş.
Dünyadaki gizli küresel yapıları ortaya çıkarmayı hedeflemişler.
Gizli yapıların başında da ülkelerdeki derin devlet yapıları var.
"Terörün Yönetimi" gizli orduların ve onların başlıca operasyonlarının
1950'lerden bu yana birbirine nasıl bağlı olduğunu gösteriyor.
Hayli ilginç bir çalışma. Çalışmanın içinde doğal olarak Türkiye de
var. Hem de Ergenekon adıyla.
Ergenekon'un ünü nasıl da dünyayı tutmuş. Doğrusu bazı emekli
askerlerle gazeteci ve sivil toplum örgütlerinin birlikte yaptıkları
darbe planlarının yurtdışında yaşayan bazı sanatçıların elinde bir
"bienal çalışması" olabileceği aklıma gelmezdi.
Ama olmuş işte.
Sergiyi gezenlere birer harita veriliyor. Haritanın başlığı sergiyle
aynı: "Terörün Yönetimi !"
Bu haritada gizli devlet örgütlerinin ülke ülke tanıtımı yapılıyor.
Türkiye bölümünde de şöyle deniyor:
"Türkiye 4 Nisan 1952 tarihinde NATO'ya üye olmadan evvel ülkede
'kontrgerilla' kod ismiyle faaliyette bulunan gizli bir ajan teşkilatı
mevcuttu. Kontgerillanın karargahı Seferberlik Taktik Kurulu başkent
Ankara'nın Bahçelievler semtinde bulunan ve bir CIA kuruluşu olan
Amerikan Yardım Heyeti'nin binasındaydı. MİT'e bağlı olan bu örgüt iç
terör ve gerilim yaratarak iki askeri darbeye ortam hazırladı.../..
1970'li yıllardaki saldırılarla büyük oranda sağcıların ve terörizmin
sorumlu tutulabileceği yaklaşık 5 bin ölüm gerçekleşti. 1978 senesinde
3 bin 319 faşist saldırı tertiplendi ve 831 kişi öldürülüp 3 bin 121
kişi yaralandı."
Gördünüz mü ?
Türkiye'de olup bitenlerin hala farkında olmayan ve ısrarla devleti bu
işlerden sıyırmaya çalışan kafaların tersine, ta Avrupalarda yaşayıp
neyin ne olduğunu bilen sanatçılar var dünyada.
Bizim yıllardır söylediğimiz ve söylediğimiz için de "hain" diye
damgalandığımız gerçekler adamın karşısına pat diye bir bienalde
çıkıyor ansızın.
Bitmedi.
Hem aynı sergide hem de haritada Ergenekon'dan söz edilmiş.
Hem de örgütün şemasıyla beraber.
Ergenekon için şunları yazmış Leonore Bonaccini ve Xavier Fourt:
"Ergenekon Türkiye tarihindeki muhtemelen en önemli yasal sürece
verilen isim. Bu süreçte Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını bir
askeri darbeyle devirmeye teşebbüs suçuyla yaklaşık 100 şüpheli
yargılanmakta. İddianame şüphelileri silahlı kuvvetler, istihbarat
teşkilatı, yönetici kadroları, yüksek öğretim, medya ve sivil toplum
kuruluşlarından oluşan daha büyük bir ağın üyeleri olmakla
suçlanmakta.../... Ergenekon Türkler ve Kürtler arasında husumete sebep
olup askerin duruma el koymasını ve böylece ABD ve İsrail ile bağların
güçlendirilmesini gerektirecek bir anarşi ortamını hazırlamakla
suçlanıyor. 2004 senesinde Ergenekon, AKP hükümetine karşı Eldiven,
Sarıkız ve Ayışığı kod adlarında üç askeri darbe girişimi tasarısı
hazırladı."
Ergenekon'un bir sanat eserinde böylesine deşifre edilmesi Türkiye
adına hem üzücü hem de sevindirici. Sevindirici yanı Türkiye'nin artık
böyle girişimlere pabuç bırakmayacak kadar demokrat olduğunun cümle
aleme gösteriliyor olması. Üzücü yanı ise 2009 yılında bile Türkiye'de
hala darbenin kuyruğuna takılıp koşturan delibozukların olabilmesi.
Bayramda bir sanat olayına katılıp kafa dağıtalım derken karşınıza
işte böyle çıkıveriyor gündemin en önemli konusu.
Kendi kendime söylendim zaten: "Ergenekon burada da karşıma çıktı diye !"
Türkiye'nin gerçekleri ne sanattan ayırıyor sizi, ne de gündemden.
Kuşkusuz 11'inci İstanbul Bienali dünyanın en önemli sanat
olaylarından biri. Bu yılki bienal "terörün yönetimi" gibi ideolojik
başka çalışmaları da barındırıyor.
Vyacheslav Akhunov, Erkan Özgen, Muhammed Ossama, Avi Mograbi ve Zeeni
Maasri tamamen siyasi mesajlarla dolu çalışmalar yapmışlar. Bienalin
ana teması da Bertolt Brecht'e ait: "What keeps mankind alive ?" Yani;
"İnsan Hayata Nasıl Tutunur ?" Ya da bienalin çevirisiyle: "İnsan
Neyle Yaşar ?"
40 ülkeden 70 sanatçının 141 eseri var Bienalde. Eserlerin
sergileneceği mekanların temizliği için bile 20 bin avro harcanmış.
Bienalin planlanan bütçesi 2 milyon avroyu aşıyor.
Sırf bu emekler için bile gezmeye değer.
Ama Türkiye'nin gündemine farklı bir açıdan bakmayı düşünür ve
bayramda güzel vakit geçirmek isterseniz hararetle tavsiye ederim.
Bienali düzenleyen ve destek verenlere teşekkür etmeyi de unutmayalım.







**************************************************************************************




Hiç yorum yok: