20 Ocak 2008 Pazar

VİDEO WELAT


2nd
....1....................................................2
3th
.....3............................ .....................4
4th
.....5..................................................6
5th

.....7...................................................8

'Vatanı bekleyen' bir ressam



Adı 'vatanı bekleyen' anlamına gelen Mardinli ressam Bendi Welat, 15 yıldan beri güzel sanatlar öğrencisi olamıyor. İlginç hikâyesini anlatan dokümanter 'sanat eseri' ise Proje 4L'de sergileniyor
21/12/2002
EVRİM ALTUĞ (Arşivi)

İSTANBUL - Bir ressamdan söz ediyoruz. Adı 'Vatanı Bekleyen' anlamına gelen Bendi Welat. Çevresi onu 'Welat' diye biliyor. Mardin'in Derik ilçesinde doğan, halen oradaki 'atölye'sinde yaşayan ve çalışmalarına devam eden Welat'ın ilginç bir özelliği var; kendisi 15 yıldır Türkiye'deki hemen hemen tüm üniversitelerin güzel sanat fakültelerine girmek için çabalıyor. Asıl ilginç olan ise kimliği kabul görmediği için yeteneği göz ardı edilen Welat'ın 15 yıllık mücadelesinin anlatıldığı bir video belgeselin, Proje 4L'deki 'Plajın Altında: Kaldırım Taşları' sergisinde sanat eseri olarak kabul izleniyor oluşu... Belgesel, Mahmut Koyuncu'nun Türkçesiyle hazırlanmış altyazı eşliğinde izleniyor. Bugün 30'unu çoktan aşmış bir sanatçı olarak Welat, belgeseldeki söyleşide pek çok sınavda başarılı olmasına karşın okula giremeyişinin nedeninin 'kimliği' olduğunu iddia ediyor. Ruhsal problemleri nedeniyle birçok defa hastane ve ilaç tedavisi görmüş Welat. 'Bazı şeylerden yana' şikayetçi; örneğin Kafka'nın Dava'sından uyarlanmış bir filmi izledikten hemen sonra sinemadan çıkmış, sonrasını anımsamıyor.

'Welat', kendisi de bir sanatçı olan Diyarbakırlı resim öğretmeni Erkan Özgen'le buluştuğu 'atölyesinde' kaçak çaylarını küçük tüp üzerindeki çaydanlıkta yudumlayarak söyleştiği belgesele, son olarak "140 puan alamayınca Antalya'dan döndüğünü" anlatarak başlıyor.

Resme lisede, ressam ve sanatçıların hayatlarını okumakla başlamış Welat. "Aslında neyi okursan sanat karşına çıkıyor. Sanat sanat sanat, başka bir şey yok. Bu dünyada en doğru şeyin sanat olduğunu düşünüyorum. Belki de aşkın, sevgilinin etkisiyle... aşk ve sevgili..." diyecek denli de duygusal. 'Dünyadan habersiz ama mutlu' bir çocukluk geçirmiş sanatçının 'Bir ressamın amacı nedir?' sorusuna cevabı hayli düşündürücü:

"Amaç ne midir? Bir çocuğun saflığını kazanmaktır, bir çocuğun kendisini kazanmaktır.

" Artık Derik'i sevmiyor Welat. Eskiden severmiş. Özgen üsteleyince, "İnsanlar bozulmuş, eskisi gibi değil... TV çıkmış, gazete çıkmış, insanlar dünyayı tanıdıkça daha çok acımasızlaştı, vahşileşti" diyerek kendini savunuyor.

Sanatçı aynı videoda, Güneydoğu'da yaşanan 15 yıllık 'savaş'ın kendisini ne kadar etkilediğini de anlatıyor. 1991 yılında Mardin Meslek Yüksekokulu'nu bir dönem okuduktan sonra, 'hastalığı' nedeniyle bırakmak zorunda kalmış Bendi Welat. Yaşadığı haksızlıkları ve ilginç hastalığın yol açtığı öykülerin ilk halkasını şöyle özetliyor:

"İzmir'e gitmiştim, güzel sanatlar sınavı için. Sınava girdim ama kazanamadım. Samsun'da resim öğretmenliği yetenek sınavını kazandım. 400 kişi arasından 75 kişi mülakata kaldı. 25 kişi daha elenecekti. Mülakatta bilgiye yönelik soru sormayacaklardı. Sadece tanıma amaçlı birkaç soru soracaklardı. Kendi kendime şöyle dedim: 'Mülakat buysa ben kaybettim.

' Kapıdan girer girmez kapıdaki öğretim görevlisi 'Galiba yetenek sınavında birinci gelen öğrenci budur' dedi. Mülakatta ilk soruları adımın anlamıydı. Direkt cevap verdim. 'Vatanı bekleyen' dedim.

O an kaybettiğimi anlamıştım. Beni yedeğe dahi almadılar.

O zaman çok iyi biliyordum ki hakkımı elimden aldılar. Çünkü sınavda yanımda oturan iki genç kız vardı; Samsun'un ilçelerindendi, çizmesini bilmiyorlardı, onlara yardımcı oldum. İkisi de kazandı ama ben yedeğe bile giremedim. Sonra Diyarbakır'da 'güzel sanatlar'ın açılacağını söylediler..."

Yine iddialarına bakılırsa, akıl hastanelerinde işkenceye maruz kalan, dövülen, sonra 'içeride' kalan ve yeniden çıkan, yanlış ilaç tedavisi yüzünden annesini bıçaklayan ve İzmir'den Antalya'ya, Diyarbakır'dan Elazığ'a kadar her yerde, her şeyde 'sanatıyla' varoluş mücadelesi veren bir insan.Welat.

Proje 4L'deki dramatik/trajikomik yapıt, son zamanlarda toplumun her kesiminde sıkça kullanılan 'öteki' kelimesini daha da yeri ve zamanında telaffuz edebileceğimizin garantisi olabilecek bir seviye içeriyor. Beraberinde 'sanat eseri'nin anlamını ve bunun için nelerin göze alınabileceğini yeniden düşündürerek... '


-----------------------------------------------------------------------------

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hergün birebir yaşadığımız olayları zamanla ne kadar kanıksadığımızı ve bu olaylar yaşanmıyormuşcasına davranmış olduğumuzu bu video ile farkettim.